Çocuklar için oyun oynamak nefes almak kadar doğal ve gerekli bir ihtiyaçtır. Oyunlar sayesinde zamanlarını geçirip eğlenebilirler, olumlu ve olumsuz tüm duyguları yaşayarak tanıyabilirler. Oyunlarla öğrenerek öğrendiklerini hayatlarına adapte edebilirler ve sosyalleşerek kendilerini geliştirebilirler. Artık bilişim çağında teknolojik gelişmelerin etkisiyle çocuklar için oyun oynarken eğlenmek ve öğrenmek yepyeni, çeşitli fırsatlarla daha kolay hale gelmiştir.

Teknolojik aletler, bizlerin kontrolünde olan ve her türlü bilgiye erişimi kolaylaştıran araçlardır. Ancak; internet üzerinden çocukların çok rahat bir şekilde erişim sağlayabildiği bazı oyunlar, son yıllarda tehlike saçmaya başlamıştır. Bu oyunlardan en çok yankı uyandıranı “Mavi Balina” adlı oyundur. Hedef kitlesi gençler olan bu oyunda, kişisel bilgiler elde edildikten sonra giderek zorlaşan 50 görevin şantaj yoluyla tamamlanması istenmektedir. Görevlerin içeriğinde kendine zarar verme, korkutucu filmler, videolar izleme ve son olarak da intihar etme vardır. Birçok genç yıllarca bu oyun nedeniyle hem psikolojik hem de fiziksel zarar görmüştür, kendi canına kast etmiştir. Ülkemizde de bu oyun giderek popüler hale gelmekte ve her geçen gün bu oyundan kaynaklı can kaybı haberleri duyulmaktadır. Yakın zamanda Mavi Balina kadar tehlikeli olan başka bir oyun-Mariam- da tehlike saçmaya başlamıştır. Şiddet içerikli olması, kişisel bilgilerin erişimine olanak tanıması ve bilinmeyen numaradan telefonla korkutucu sözlere ve müziklere maruz bırakması ile Mariam da psikolojik sağlığı tehdit etmektedir. Peki, çocuklar neden bu tarz oyunları oynamayı seçer? Nasıl çocukları bu oyunların yol açtığı tehlikelerden koruyarak teknolojinin daha verimli kullanılması sağlanabilir?

Şiddet içerikli, fiziksel ve ruhsal bütünlüğe zarar verici oyunların tercih edilmesinin, bunlara bağımlı olunmasının gençler açısından birçok nedeni vardır. Boş vakitleri değerlendirmek için yapacak şeyler bulamama ve bu oyunlara karşı merak duygusunu gidermeye çalışma en başta gelen nedenlerden biridir. Haberlerden, sosyal medyalardan ve arkadaşlardan oyunlarla ilgili bilgiler duymak ve bu oyunların popülerliğini gözlemlemek merak duygusunu perçinlemektedir. Bilinmeyeni bilme, yapılamayacak olanı yapma hevesiyle oyunların gizeminden ve söylenenlerden etkilenerek deneme isteği oluşmaktadır.  Bir başka neden ise birçok oyunda olduğu gibi bu tehlikeli oyunlarda da yerine getirilmesi gereken görevleri gerçekleştirdikçe, bölümleri atladıkça kazanmanın, zorlukların üstesinden gelmenin, meydan okumaya cevap vermenin yarattığı gurur ve başarı duygusunu yaşamaktır. Bazen de, bu tip oyunlar oynanmasının nedeni akran baskısına maruz kalmaktır. Zararları bilinmesine rağmen hayır diyememek, arkadaş grubundan dışlanmamak ve kabullenilmek, ortak bir şeyler bulup arkadaş edinebilmek için oyunlara başlanmaktadır. Ayrıca, oyunla ilgili deneyimler edinip başkalarına bir şeyler öğretme arzusu içinde olmak veya bu oyunlardan yeni arkadaşlar edinip sosyalleşmek de gençlerin nedenleri arasındadır. Ailedeki, akademik ve sosyal alandaki sıkıntıları ya da kişisel problemleri unutarak rahatlayabilmek adına da bu oyunlara başlanabilmektedir.

Bu nedenlerden ötürü başlanan tehlikeli oyunlar, yerine getirilmesi istenen görevleri ve içerikleri ile çaresizlik, umutsuzluk gibi olumsuz duygu ve düşünceleri çocuklara aşılar. Korkutucu müziklere, videolara ve şiddete maruz kalındıkça bunlara duyarsızlaşarak normal karşılama ve duygusal alanda dengesizlik gerçekleşir. Manipülasyonlarla yalnızlık, düşük özgüven, başarısızlık ve değersizlik duyguları desteklenir, ruh hali bozularak ve kendine zarar verme davranışları teşvik edilerek intihara eğilim arttırılır.

El üstünde tuttuğumuz, zarar görmesin diye gözümüz gibi sakındığımız çocuklarımızı bu tehlikeden nasıl koruyabiliriz? Günümüzde erişimin çok kolay bir şekilde sağlanabildiği her türlü şiddet içerikli ve tehlikeye yol açıcı oyunlara, videolara ve yazılara ulaşma öncelikle çeşitli filtreleme sistemleri ile engellenmesi sağlanmalıdır. Başta ailede olmak üzere, okullarda, sosyal medyada, haberlerde bu tür içerikli oyunların yol açabileceği zararlar hakkında bilgiler vermek önlem açısından çok faydalıdır. Bu bilgiler anlatılırken ders verir gibi değil de açık ve anlaşılır bir şekilde olabilecek zararlardan bahsedip, kişisel bilgilerin sanal ortamda paylaşılmaması gerektiği öğütlenmelidir. Bu oyunların yerine boş zamanları değerlendirmek için hem eğlendirici hem de öğretici ve aktif olmayı kapsayan aktiviteler bulunmalıdır. Çocuklarla olan iletişim geliştirilerek duygusal ihtiyaçlar karşılanmalıdır ve kurulan etkili iletişim sayesinde çocuğun yaşadığı problemler öğrenilip beraberce çözüm yolları aranmalıdır. Aileler, davranış değişikliklerine, kendine zarar vermeye yönelik eylemlere, riskli davranışlara, sosyal izolasyonun olup olmadığına, ruhsal çöküntü ve intihar düşünceleri gibi uyarı işaretlerine dikkat etmelidir. Eğer bu tip belirtiler gözlenirse, değişimin nedenleri açıkça öğrenilmeli ve gerekli psikolojik destek sağlanmalıdır.

Harmoni Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Klinik Psikolog Ezgi Özer

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir